21. Yüzyıl itibariyle tüm dünyada başlayan küreselleşme ile birlikte, gerek dünya ülkeleri gerekse ülkemizde yoğunlaşarak etkinliğini arttıran ve “İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlar” arasında yer alan İnsan Ticareti, günümüzde modern kölelik olarak kabul edilmektedir. İnsan Ticareti geçmişteki Kölelikten farklı olarak günümüzde, özellikle kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere, daha çok insanların cinsel ve emek sömürüsü şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Temel insan hakları ihlallerinden başlayarak Devlet Güvenliğine kadar çok geniş bir yelpazede zararları bulunan insan ticareti ile mücadele, ekonomik, sosyal, psikolojik önlemleri gerektirmekle birlikte, bu suçun faillerini bulmak ve cezalandırmak, suçun mağdurlarını da tespit etmek, kurtarmak ve korumak açısından önem arz etmektedir.
Suçun meydana gelişinden başlanarak sebebiyet verdiği ekonomik, sosyal ve özellikle psikolojik etkileri üzerinden suç ile mücadele yöntemleri geliştirilmiştir.
Yeni yöntemlerle birlikte suç öncesi ve sonrası etkin mücadele tedbirleri alınarak bu tedbirlerin geliştirilmesine devam edilmektedir.
Bu şekli ile düzenlemeye dayanak ise, İnsan Ticareti suçu ve suçun ortaya çıkışı ile mücadele yöntemleri kapsamında ilk olarak “Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine ek olarak hazırlanan ek protokol ülkemiz tarafından imzalanarak bu protokol, 4804 sayılı Kanun ile kabul edilmiştir.
4804 Sayılı Kanun İle Kabul Edilen Protokol
“İnsan ticaretinin, özellikle kadın ve çocuk ticaretinin önlenmesine, durdurulmasına ve cezalandırılmasına ilişkin protokol ”ün 3. maddesinde tanımlanan şekliyle, insan ticareti kuvvet kullanarak veya kuvvet kullanma tehdidi ile veya diğer bir biçimde zorlama, kaçırma, hile, aldatma, nüfuzu kötüye kullanma, kişinin çaresizliğinden yararlanma veya başkası üzerinde denetim yetkisi olan kişilerin rızasını kazanmak için o kişiye veya başkalarına kazanç veya çıkar sağlama yoluyla kişilerin istismar amaçlı temini, bir yerden bir yere taşınması, devredilmesi, barındırılması veya teslim alınması anlamına geldiği tespit edilmiştir.
Ayrıca protokol, insan ticaretini üç temel unsura ayırarak,
Tedarik etme, nakletme, sevk etme, barındırma ve kabul etme unsurlarını,
Tehdit, şiddet, diğer zorlayıcı şekiller, Kaçırma, hile, aldatma, nüfuzun veya aczin kötüye kullanılması, başka bir şahıs üzerinde kontrole sahip kişinin rızasını elde etmek için menfaat verme veya alma,
Asgari olarak başkalarının fuhşunun istismar edilmesini veya cinsel istismarın başka biçimlerini, zorla çalıştırmayı veya hizmet ettirmeyi, esareti veya esaret benzeri uygulamaları veya organların alınması ifade etmiştir.
TCK’nın 80. Maddesinde İnsan Ticareti Kavramı
“Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tabi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişilerin ülkeye sokan, ülke dışına çıkaran, tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden ya da barındıran kimseye sekiz yıldan on iki yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası verilir.
İnsan Ticareti Suçunun Anayasal İhlalleri
- Kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme haklarına ilişkin 17. Maddesi,
- Zorla çalıştırma yasağını düzenleyen 18. Maddesi,
- İşgücü istismarına neden olabilecek davranışların yasaklandığı 50. Maddesi,
- Kişi hürriyeti ve güvenliğini düzenleyen 19. Maddesi,
- Özel yaşam hakkının güvence altına alındığı 20. maddelerini ihlal etmektedir.
Suçun Boyutu ve Ortaya Çıkışı
İstismara çok açık olan insan ticareti, özellikle ekonomik bunalım ve ekonomik olarak yeni gelişmekte olan ülkelerde, kendini daha çok hissettirmektedir. İnsan ticaretine yön veren suç örgütleri ile sistematik olarak bu suça karışan çeşitli suç odaklı illegal yapılar, bu suçun mağdurlarının, kültürel seviye ve yapıları, bilinçsiz özenti algısı oluşturma, ailevi (ör: aile içi şiddet) toplumsal (örnek: cinsiyet ayrımcılığı-kadının ikinci sınıf olarak görülmesi-kadın ve erkek ayrımcılığı ve kadının toplumdaki yeri) daha iyi ekonomik koşullara sahip olma, yüksek ve gösterişli ekonomik yaşam ve göç olgusu başlayan uyum sorunları gibi ortaya çıkan olumsuzluklarından faydalanarak (hile-kandırmak-çaresizliğinden yararlanma vb) mağdurlara, özellikle daha iyi bir yaşam ve çalışma koşulları sağlanacağı yönünde vaatlerde bulunulmaktadır. Bu şekli ile temin edilen suçun mağdurları üzerinden, insan onuru ile bağdaşmayacak şekilde yararlanılarak, özellikle cinsel ve emek sömürü yapılmaktadır.
Suçun Etkileri
İnsan Ticareti suçu, ilk olarak temel insan hakları üzerinde meydana gelen ihlaller ile başlayarak özellikle ülkemizde çok önemli bir yere sahip olan toplumsal yapının temelini oluşturan ailenin ve ahlaki yapının bozulması ve devamında devletin ve milletin milli menfaatlerini oluşturan ülkenin genel güvenlik ve genel sağlık politikalarına darbe vurmaktadır. Bu suçun sirayeti ile birlikte suç örgütleri ve illegal yapılar yüksek miktarlarda haksız ve kayıt dışı paralara sahip olmaktadır.
İnsan ticareti olaylarında fuhşa zorlama veya cinsel olarak sömürülme ile çeşitli cinsel yolla bulaşan hastalıkların yayılmasında etkin rol oynamaktadır. Bu durum ülke kaynaklarının zarar görmesine ve neticesinde toplumun refah düzeyinin etkilenmesine neden olmaktadır.
Göçmen Kaçakçılığı İle İnsan Ticareti Arasındaki Farklar
İnsan/Göçmen kaçakçılığı devlet aleyhine, insan ticareti ise insana karşı işlenen bir suçtur.
İnsan/Göçmen kaçakçılığında esas olan kişilerin gönüllüğüdür. İnsan ticaretinde zorlama, baskı, zulüm vb. söz konusudur.
İnsan/Göçmen kaçakçılığında, şahıslar kaçakçılar ile irtibat kurarak hedef ülkeye gitmesinin ardından kaçakçı ile ilişkisine son verir. İnsan Ticaretinde ise, şahıslar başta gönüllü olarak, kandırılarak veya zorla insan tacirleriyle irtibat kurarak hedef ülkeye varmasının ardından insan taciriyle irtibatı kesilmez ve şahısların sömürülmesi başlar.